990.Çarşı Ağası / 1000 KAYSERİ FIKRASI


ÇARŞI AĞASI
Çevre köylerden birinde, bir ailenin çocuğu yıllardır İstanbul Üniversitesinde okumaktadır.Annesi şehre geldiğinde seyyar satıcıların “çarşâsı geliyoor çarşâğası geliyor diye bağırarak kaçışmalarını görünce “acaba buraların,bu çarşıların ağası kimdir” diye merakla bakınırken, karşıdan iki üniformalı zâbıta memurunu geldiğini görür ve birini tanır gibi olur.Yaklaştıkça bakar ki;Fadime estilerin Mısdafası
-Laaan Mısdafa, gadasını aldığım, dimek buraların ağası sen miydin
-Evet haccâla. Buraların hepisi bizden sorulur. Şu düdüğümüzü duyanlar perem perem olurlar Alimallah. Diye böbürlenirken 
kadın da köylüsüyle gurur duyar ama içinden de, inşallah benim oğlanda çarşı ağası olur diye geçirir.
Aradan aylar geçer, bir gün Hatice hâlanın oğlu çıka gelir. Annesi sevinçle oğluna sarılır, öper, koklar hasret giderir. Sonunda
-Eeee, söyle bakalım aslan oğlum şimdi sen ne oldun.
-Mühendis oldum, anneciğim
-Bu kadar yıl gurbetin kahrını çektin, bize de hasret çektirdin
dimek, ola ola bunu mu oldun
-Evet anne, hem de elektrik mühendisi oldum
-Gafasız oğlum mâden gurbete alışmışıdık keşke az daha okusâdın da “çarşâsı ossâdın”
demiş.
(Kayseri'de zabitaya çarşı ağası denirdi)

Yorumlar