545. DAYINI DA TAY’INI DA BİLMEZSİN / 1000 KAYSERİ FIKRASI


545. DAYINI DA TAY’INI DA BİLMEZSİN 
Çellav, sık sık gidip geldiği köyde daima misafir kaldığı evin sahibi ile teklifsizleşir, dayı-yeğen olmaya karar verirler. Çellav, köylünün yeğeni , köylü de Çellav’ın dayısı olur. 
Bir gün köylü Dayı’nın bir işi çıkar, Kayseri’ye gelir. Arar sorar, yeğeninin evini bulur. Pencere önünde oturan Çellav, köylü dayısının geldiğini görünce çocuklarına kendisini “Evde yok” dedirtir. Fakat, dayısı işi çakar. 
Aradan bir zaman geçer. Çellav’ın yolu harman vakti gene o köye düşer. Dayısına misafir olur. Dayısı yine aynı eski yakınlık ve sevgiyle yeğenini karşılar, ağırlar. Fakat yeğeninin içinden çıkmayan oyununa karşılık, kendisi de bir oyun hazırlar. Herkesin uykuya vardığı bir saatte usulca kalkar, Çellav’ın atını serbest bırakır. At, sağa sola gezinirken kağnının yanında yatan sahibinin yanına kadar gelir. Onu koklar. Çellav korkuyla uyanır ve canavar zannıyla silahını ateşler ve atını vurur. Silah sesine dayı koşar gelir, artık taşı gediğine koyma zamanı gelmiştir: 
-Bire yeğen, bu nasıl iş böyle? Şehre varırım dayını bilmezsin, köye gelirsin tayını bilmezsin!... (Mustafa Gümüşkaynak) 

Yorumlar

Yorum Gönder