534.ELİNE, DİLİNE, YELİNE SAHİP OL
Kozanoğlu, Develioğlu’nun kızına dünür düşer. Develioğlu’na gelen dünürcüleri Ağa:
-Gönlü olursa ne âlâ, bir de ona varın diyerek kızına gönderir. Kızın gönlü olmaz:
-Kaldım kaldım da, dağın eşkıyasına mı kaldım, der. Bu söz Kozanoğlu’nun kulağına değer; adamlarına:
-Bundan sonra Adana’dan Develi’ye, Develi’den Adana’ya gelip gidenleri yakalayacak, eziyet edeceksiniz, der.
Adamları, Kozanoğlu’nun emrini yerine getirir, yolda belde yakaladıklarına, dünyayı başlarına dar edenler. Eziyetlerden halk o kadar bizar kalır ki, bu işlerin başlarına hep Ağanın kızının yüzünden geldiğini, buna bir çare bulmak gerektiğini kendi aralarında konuşurlar. Nihayet bir heyet halinde Kozanoğlu’na ricacı gitmeye karar verirler. Heyete Seyrani’yi de alır, bir gün yola çıkarlar. Ne konuşacaklarını aralarında kararlaştırırlar, nihayet heyet Kozanoğlu’na varır, huzura kabul edilir.
Gelirken kararlaştırıldığı halde söze ilkin başlayacak olan Kozanoğlu’nun huzurunda ağzını açmaz, susar. Bir süre devam eden sessizliği Seyrani’nin ayağa kalkması bozar. Seyrani sofanın bir başından bir başına gider gelir. İkinci seferinde sofanın ortasına gelince sesli olarak yelleniverir. Huzurunda böyle saygısızlığa, münasebetsizliğe Ağanın haklı olarak göstereceği tepkiye fırsat bırakmayan Seyrani birden dikleşir:
-Ağa, bağışla, bu iş hallolur der. (Kazım Yedekçioğlu)
Yorumlar
Yorum Gönder