529. ALLAH BİZİ BÖYLE YARATMIŞ
Taşçıoğlu’nun Hacı Mehmet Ağa, etlik için aldığı ineği kessin diye Çakmakçı’yı evine gönderir. Ağanın zorlu bir de karısı varmış, kapıyı Çakmakçı’ya o açmış. Çakmakçı ineği kesmiş, yüzmüş, pastırmalığı, sucukluğu ayırt etmiş; yapılacak işleri hep yapmış. Etçilik daha çok Ermenilere mahsus bir iş olduğu için genellikle kesim işlerini onlar yaparlar. Türk kadınları da Ermenileri erkek yerine koymadıkları için onlardan örtünüp kaçmazlar. Ağanın karısı da Çakmakçı’yı Ermeni sanarak elini, yüzünü örtmemiş. Kadının bu sakınmazlığından tabii Çakmakçı memnun. Sezdirmeden yeteri kadar göz kirasını almış; hatta bir ara derisini yüzerken ineğin bir bacağını kadına tutturarak bir iyice daha seyretmiş. Bir ara kadın şüphelenir gibi olmuş sormuş:
-Sen Ermeni misin, Türk müsün?
Çakmakçı, bu tepeden inme sual karşısında iki cami arasındaki beynamaza dönmüş, şaşırmış, “Türküm” dese kadına bakmaktan mahrum olacak; “Ermeniyim!” dese dinine zarar olacak. Ne desin? İşi bozuntuya vermeden:
-Allah, bizi de böyle yaratmış!
Kadıncağız bu cevap üzerine yine hiçbir şeyin farkında olmamış. Akşam geldiğinde Ağa, Çakmakçı’nın hınzırlığını öğrenince karısına:
-Kız, Allah senin cezanı versin. Herife kendini iyice seyrettirmişsin. O, Ermeni değil; meşhur kasap Çakmakçı.
Tabii iş işten geçmiş. Birkaç gün sonra Çakmakçı, kesim parası almak için dükkana uğrayınca,
Ağa:
-Ulan Çakmakçı, benim avrat seni Ermeni sanmış, kaçmamış; sen de iyice seyretmişsin, alacağın olsun hınzır herif, der.
Çakmakçı bu hakaretin altında kalır mı, hiç? Eliyle şöye bir “Boooov...” çektikten sonra:
-Demek o senin avradın mıydı, ben de onu hizmetçi sandımdı, demiş. (Kazım Yedekçioğlu)
Yorumlar
Yorum Gönder