Mustafa Büyükkatırcı’ nın sünneti için davet çıkartılır. Kayseri dışından ve Kayseri’den bütün sülale Karadere Bağlarındaki ailenin evinde toplanırlar. Ankara’ dan gelen misafirlerden birisi, evin babaannesinin kardeşinin yeni evlendiği ikinci karısıdır. Yatıya kalırlar. Sabahleyin kalktıklarında yeni gelin hanım, görümcesi Fevziye Hanıma saygı gösterir ve “günaydın ablacığım “der. Günaydın kelimesinin ne anlama geldiğini bilmeyen Fevziye Hanım, gelininin yüzüne şaşkın şaşkın bakar. Cevap arar. Aklına ilk gelen kendince mantıklı karşılığı verir;
- Gözünaydın gelinim, gözünaydın der.
Yinede verdiği cevaptan emin değildir. Hemen tokhanaya girerek ,diğer gelini ne sorar;
- Kızım yeni gelin bana Günaydın dedi. Ben de ona Gözün aydın dedim. Yanlış mı söyledim? Diye sorar.
Gelini gülerek;
- Doğru söylemişin, Anne. Cevabını iyi vermişin.
Fevziye Hanımın tatlılığını herkes bildiği için, onu rahatlatmış.
- Gözünaydın gelinim, gözünaydın der.
Yinede verdiği cevaptan emin değildir. Hemen tokhanaya girerek ,diğer gelini ne sorar;
- Kızım yeni gelin bana Günaydın dedi. Ben de ona Gözün aydın dedim. Yanlış mı söyledim? Diye sorar.
Gelini gülerek;
- Doğru söylemişin, Anne. Cevabını iyi vermişin.
Fevziye Hanımın tatlılığını herkes bildiği için, onu rahatlatmış.
Yorumlar
Yorum Gönder