Yeşilhisarlı rahmetli Hasan Emmi, ev arası meskun mahalde hayvan besler. Evler yan yana inşa edilmiş, bu yüzden sık sık anlaşmazlıklar hasıl olur. Ahırdan çıkan hayvan pisliğini, kışın tezek yapıp yakmak üzere sıkma yapar, duvar dibine dizer. Hayvan gübürünün kokusundan rahatsız olan komşusu bu duruma itiraz eder. Anlaşamaz kavga ederler, sonunda mahkemeye düşer. Diğer bir komşusunu da şahit olarak yazdırırlar. Ama şahit genç kadının okur yazarlığı yoktur. İlk kez hakim karşınına çıkmaktadır. Duruşma başlar. Hakim:
-Anlat bakalım olay nasıl oldu Hasan efendi?
Hasan Emmi başlar anlatmaya. Tarif eder olay mahallini:
-Hakim beyim farzımahal senin oturduğun yer ahır, benim bulunduğun yer de evim. Buraya kermeyi dizmeyim de nireye goyum
der masaya vurur. Hakim kızar:
-Anlaşıldı, şahit gelsin.
Kadıncağız gelir, bacakları titrer:
-Yaşın kaç?
diye sorar. Gerçek yaşı 20’dir. Okur-yazar olmadığından yaşının 15 olduğunu söyler. Hakim güler, biraz da şaka vari takılmak ister:
-Kızım senin yaşın 15 değil 40 yaşında gösteriyorsun. Sen 40 yaşındasındır.
Kadıncağız buna çok üzülür, ağlamaklı olur:
- 40 da pek mi çok oldu hakim bey!
-Anlat bakalım olay nasıl oldu Hasan efendi?
Hasan Emmi başlar anlatmaya. Tarif eder olay mahallini:
-Hakim beyim farzımahal senin oturduğun yer ahır, benim bulunduğun yer de evim. Buraya kermeyi dizmeyim de nireye goyum
der masaya vurur. Hakim kızar:
-Anlaşıldı, şahit gelsin.
Kadıncağız gelir, bacakları titrer:
-Yaşın kaç?
diye sorar. Gerçek yaşı 20’dir. Okur-yazar olmadığından yaşının 15 olduğunu söyler. Hakim güler, biraz da şaka vari takılmak ister:
-Kızım senin yaşın 15 değil 40 yaşında gösteriyorsun. Sen 40 yaşındasındır.
Kadıncağız buna çok üzülür, ağlamaklı olur:
- 40 da pek mi çok oldu hakim bey!
Yorumlar
Yorum Gönder