Kim bilecek

1940’lı yıllar. Kayserilinin uyanıklığı memleket geneline yayılmıştır. Herkes bu durumu biraz kıskanarak gurur meselesi yapmaya başlamıştır Herkes birbirine Kayseriliyi öyle abartarak anlatıyormuş ki, karşıdaki patlıyor, “Yok o kadar da değil” demekten kendini alamıyormuş. Anlatan ısrarla devam ediyormuş:
- Yemin ediyorum ki, ne yaparsan yap seni kandırırlar.”
Böyle bir ortamda iken, hayvanlarla ilgili tez hazırlayan bir doçent:
- Hem tezim için araştırma yaparım, hem de Kayseriliyi tanırım.”
diyerek arabasına atlamış ve Kayseri’ye doğru gelmiş. Boğazköprü (Kayseri girişi) yakınlarına geldiğinde bir çoban koyunları otlatıyormuş. Hemen durmuş ve çobanın yanına varmış.
- Selamünaleyküm.
- Aleykümselam...
- Ben İstanbul’dan geliyorum. Yakında Profesör olacağım. Hayvanlar üzerinde araştırma yapıyorum. Bu araştırmalarım bir kitap olacak ve herkes okuyup bilgi sahibi olacak.
- Neyini araştırıyon hayvanların ki?
- Ben, hangi hayvanlar yumurtlar, hangi hayvanlar yavrular, onu araştırıyorum.
- Beyim sen iki senedir bunu mu araştırıyorsun?
- Evet
- Beyim bunu kime sorsan bilir. Kulağı içinde olanlar yumurtlar: dışında olanlar yavrularlar...
Adam, çobanın bu ukalalığına biraz bozulmuş ama çaktırmamış:
- Söyle bakalım, siz milleti nasıl kandırıyorsunuz?
Çoban adama:
-Sana şimdi bir soru soracağım. Sorduğum sorunun cevabını bilemezsen bana üç lira vereceksin. Ben bilemezsem ben sana bir lira vereceğim. Sen Profesörsün, ben çobanım. Kabul mü?
-Tamam, sor bakalım.
- Dünyada üç gözlü bir hayvan ismi söyle. Madem hayvanları araştırıyorsun.
Adam düşünmüş, kitaplarını karıştırmış, bulamamış tabii.
- Bilemedim
- Ver o zaman üç liramı.
Adam sessizce çıkarıp üç lirayı vermiş ama, sabırsızlıkla da sorunun cevabını beklemektedir. Hayvanlar üzerinde yıllardır araştırma yapan adam üç gözlü hayvanın ismini öğrenecektir.
Şimdi düşünme sırası çobana gelmiş. Bir süre düşündükten sonra çoban:
-Ben de bilemedim, al şu bir liranı.
Adam bir elindeki paraya, bir çobana ve çobanın elindeki iki liraya bakmış. Hiçbir şey söylemeden arabasına atlamış ve Kayseri’ye girmeden dönmüş gitmiş İstanbul’a...

Yorumlar