Evliya ol da bil derdini

Kayserinin Gülük mahallesinden namı değer mantı suyu ile yıkanan ve Becen'de göçünlü bağcılardan Hacı Halil Ağanın üstüne hastalık kondurmaz hanımı Havva halayı başındaki ağrıdan dolayı genç bir doktora götürürler. Doktor Havva halaya neresinden şikayetçi olduğunu sorar:
-Gadasını aldığım, dal öğlen sıcağında tepe penceremden bir yel giriyo, alayı azalarımda debirana dövdükten sonra yekinip gidiyor. Icık sekide uzanim disem kepuze çöküyo. Zerzembiden turşu çıkariyim disem bacaklarıma nacak çalınıyo, senin anlayacan bıldırdan beri böle.
Doktor bir şey anlamasa da konuşur:
-Peki teyze senin hemen bir kafa filmini çekelim.
Havva hala hemen atılır:
-Voo gadasını aldığım, biyanan gög ciğerim göğeriyo. Hepsi bu.
-Şu halde ciğerlerinize bir bakalım. Neymiş bu öksürük.
Havva hala yine duramaz:
- Voo yavrım. Annacıma dikildin de ince ağrıdan mı (verem) gumannanıyon. Ortacıkta şincik ine dert mi var kele.
Doktor ne diyeceğini şaşırmıştır:
-Hazımsızlıktan olabilir. Mideniz nasıl mideniz?
Halanın susmaya hiç niyeti yoktur.
-Tövbee. Çok ırahatım çok. Düdüğüm çukurdadı mı kurşun aşı yirim, mantı yirim, Esikli diye masimezler amma yağlığımda gavurga eksik olmaz.
Genç doktor yavaş yavaş sinirlenmektedir.
-Yahu teyzeciğim şu halde ayaklarında romatizmal bir hastalık var. Eh biraz da yaşlılıktan.
Havva halayı durdurmak ne mümkün.
-Okelenme gadasını aldığım. Sepli sepli bak, dolap et derdimi bul. Rabbime şükür bir yekindim mi bağın gediğine varırım.
-Ya sabır. Peki ya kalbin?
Halanın cevabı hazır:
-Gül gibi maşallah.
-Peki anacığım, der genç doktor. Bana şikayetini bir daha anlatır mısın?
Bu kez hala kızar gibi olur:
-Voo ila oğlum. Horata mı ediyon bana, içesine diysene bana. Dal öğlen vaktinde depe penceremden bir yel giriyo, alayı azalarımda debirana dövdükten sonra yekinim gidiyo.
Doktor Havva halanın kendini gülmemek için zorlayan oğluna şöyle bir bakar ve sonunda patlar:
- Gel sen evliya ol da bil şunun derdini.

Yorumlar